Takip et
Bülten Aboneliği

Teknoloji dünyasından en yeni haberler ve gündem başlıkları e-posta adresinize gelsin.

Dünya “Sürdürülebilir Finansla” İyileşecek

TFI TAB Gıda Yatırımları CFO’su Burcu Batı, Fintechfit okurları için tüm şirketlerin ve ülkelerin ajandasında öncelikli sırada olan “Sürdürülebilir Finans” konusunu ele aldı.

Dünya “Sürdürülebilir Finansla” İyileşecek

İklim değişikliği değil iklim kriziyle karşı karşıyayız. Finans dünyası da bu krizi yakından izliyor. Öyle ki, bağlantılı riskler çok daha detaylı şekilde değerlendiriliyor. Artık pek çok ülke iklim risklerini, ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyor. Merkez bankaları, sermaye piyasaları, iklim değişikliğinin makro-ekonomik risklerini ve finansal istikrara olumsuz etkilerini raporluyor. Özellikle salgınla birlikte iklim krizinin yarattığı riskler ve doğurduğu eşitsizlikler derinleşirken, bu konuda atılması gereken adımların hızlanması gerektiği, siyasi liderler, iş dünyası ve finans kurumları tarafından daha fazla dile getiriliyor.
İşte bu noktada da sürdürülebilir finans hiç olmadığı kadar kritik bir rol oynuyor. Peki sürdürülebilir finans nedir?


Sürdürülebilir finansta kurumlar, finanse edecekleri projeleri teknik, çevresel ve hatta sosyal boyutlarda bir dizi kriterlere göre değerlendiriyor. Dolayısıyla bu kapsamda finanse edilecek her projenin belli bir çevresel ve sosyal fayda yaratması hedefleniyor. Bu nedenle sürdürülebilir finansmanda öne çıkan temalar, ülkeye ve bölgenin ihtiyaçlarına göre değişmekle birlikte yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği, kaynak verimliliği, sosyal kapsayıcılık, iklim değişikliğini azaltma veya adaptasyonu olabiliyor.

Ajandada ilk sırada

Salgın sonrası dönemde toparlanmak, daha dayanıklı bir ekonomik sistem inşa etmek ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için sürdürülebilir finans tüm şirketlerin ve ülkelerin ajandasında öncelikli sırada.
Rakamlarla konuşacak olursak, BM’ye göre Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının tamamına ulaşabilmek için 2030’a kadar her yıl ortalama 5 ila 7 trilyon dolar arasında değişen bir yatırım gerekiyor. Finans sektörü de küresel ekonominin ve bu büyük yatırım açığının tam ortasında duruyor. Küresel ölçekte bankaların bu düzeni değiştirmede önemi büyük. Bu nedenle sürdürülebilir finans kavramında, sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlamak, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması, dar gelirli kesimlere alternatif finansal ürünler sunulması öne çıkıyor. Özellikle düşük karbonlu ve döngüsel bir ekonomik toparlanma için finans sektöründen finansman sağlayacağı projeleri ve şirketleri çok iyi seçmesi bekleniyor.

Rekabet boyutu

Tabii işin bir de rekabet boyutu var. Pandemiyle birlikte ekonomik planların yeşil iyileşme üzerine kurgulandığını görüyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakat kapsamında kıtanın 2050 yılında ilk karbon nötr kıta olmasını hedefliyor. Bu hedefe ulaşması için de yenilenebilir enerji kullanımını her yıl 2 katı olacak şekilde artırması gerekiyor. Yenilenebilir enerji yatırımları başta olmak üzere her türlü süreçte sürdürülebilirliği işin merkezine koyarak iklim krizini stratejilerine dahil eden şirketler, önümüzdeki süreçte sürdürülebilir finansman sağlamada da öne çıkacak. Rekabet yeşil dönüşüm için daha güçlü politikalar uygulayan şirketlerin lehine yeni bir rotaya girecek.

Döngüsel ekonomiye geçiş

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne giden süreçte küresel düzeyde artık çok hızlı aksiyon alınması gereken dokuz yılımız kaldı. Dünyada ve Türkiye’de bankacılık sektörünün sürdürülebilir finans alanında inisiyatifi ele aldığını, gerek risk yönetimi gerek kaynak tahsisi anlamında pek çok iyi uygulama örneğine imza attıklarını görüyoruz. Özellikle son yıllarda birçok banka, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik alanında strateji ve politikalar geliştiriyor. Finansman da bu stratejilere uygun hareket etmeye odaklanıyor. Yenilikçi finansal ürünlerle döngüsel ekonomiye geçişi desteklemeye çalışıyor.

Önemli bir girişim

Son dönemde sürdürülebilir finans uygulamalarının yaygınlaşmasının bütün sektörleri dönüştürebileceğini sıklıkla dile getiren dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik girişimi UN Global Compact, şirketlerin daha cesur adımlar atmalarını sağlayacak bir girişim de başlattı. Sürdürülebilir Kalkınma Araçları için Finansal İnovasyon Eylem Platformu adını taşıyan bu platform, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının finansmanı için birçok uluslararası paydaşı ve uzmanı bir araya getirerek, özel sektör finansmanını bu alana yönlendirebilecek inovatif finansal araçlar geliştirilmesini amaçlıyor. Platform, geçtiğimiz yıl başlattığı CFO Network’ü ile sürdürülebilir finans alanındaki çabaları bir adım öteye taşıyor. Kurumsal finans ve tahvil piyasasına ilişkin hazırladığı yayınlarla yenilikçi finansal araçların geliştirilmesinde şirketlere rehberlik ediyor.

Daha iyisini yapmalıyız

Tüm bu büyük resmin içinde biz CFO’ların sorumluluğu büyük. Kurumsal yatırımların yönetiminde söz sahibi olan CFO’lar olarak sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleşmesinde sorumluluğumuzun bilinciyle hareket etmeliyiz. Dünyamız adına çok olumlu bu rotada tüm şirketler, düşük karbonlu, döngüsel bir modelin uygulanmasıyla sağlanabilecek ekonomik canlanmaya imkan veren seçimler yapmalı. Bu konuda sorumluluk almalı, harekete geçmeli ve eskiye göre daha iyisini yapmalıyız. Sürdürülebilir kalkınma amaçları ve yatırımcılar arasında köprü görevi üstlenmeli, sürdürülebilir finansman modellerini desteklemeliyiz. Kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması çevreye, topluma fayda sağlayan yatırımların hayata geçirilmesinin aynı zamanda marka değerini yükseltmede de önemli olduğunu unutmamalıyız. Sürdürülebilirlik önümüzdeki dönemin en büyük rekabet unsuru olarak giderek önemini artırırken, gelecekte varlığını sürdürmek isteyen, büyümek için kaynağa erişmek isteyen herkesin büyümenin sadece finansal olmadığını anlaması gerekiyor.

 

İlgili Yazılar